Hazır Gökçeada ile başlamışken oradan devam edelim.Gökçeada merkezde Meydani otelin arkasında Gökçeada Kent Müzesinin karşısında bulunan Dami Rum Meyhanesini otoparka araç park ederken görüp denemeye karar vermiştik, iyi ki de vermişiz. İlk gün çok beğenince ertesi gün tekrar uğradık.Menude ahtapot, karides gibi deniz ürünleri ve köfte kavurma, oğlak tandır ve oğlak suvlaki gibi et ürünleri bulunuyor.

Biz ilk gün ahtapot ve karides aldık, bizim ufaklık her iki seferde kavurma tercih etti. Kavurma normalde domates ve biberli oluyormuş bizimki sade aldı.

Karides teryağda isteğe göre acılı da olabiliyormuş, masaya cızırdayarak geliyor, ahtapot da benzer bir şekilde sirkeli bir terbiyeye sahip masaya cızır cızır geliyor suyuna ekmek bana bana yeniyor.

İkinci gün yediğimiz köfte de epey güzeldi, kimyonu biraz ön plana çıkan bir baharat karışımına sahip lezzeti yeinde bir köfteydi, yanında gelen patateslere el konulduğu için pek tatma şansım olmadı ama yuvarlak kesim patatese her zaman bayılırım.

Meze olarak fava, favalı enginar, atom ve cacık tercih ettik.

Fava güzeldi, enginarı ben beğendim ama eşim pek beğenmedi. Atom’un biberleri yagda gezdirilip sıcak sıcak yoğurtla buluşturuluyor ben sevdim. Cacıkta da sirke kullanılmış hafif ekşi pek bir ferah geldi.

Alkolsuz içecekleri genelde kendi yapımları, karadut, reyhan şerbeti ve karpuzlu icetea sunuyorlar, kutulu bir tek cola varmış. Karadut ve ice tea bizim delikanlıdan geçer not aldı.Talı olarak bize galaktoboureko ufaklığa da Jöle ikram olarak geldi.

Bizimki Jöle’ye hasta olunca ikinci gün oturur oturmaz jöle var mı diye sordu, kalan son jöleyi kendisine ayırttı.Fiyatlar adanın normali, mezeler 20-30 , ara sıcaklar 30-50 ana yemekler de 30-70 aralığında. İçeceklerde de fikir vermesi açısından 20 lik rakı 90 TL idi.Mekan tam bir aile işletmesi Türkan hanım ve Nejdet bey tabiri caizse evlerinde ağırlar gibi ağırladılar. Biz gayet memnun ayrıldık.